Olaylar ve Duygular: Kontrol Kimde?

Yaşadığımız tüm duygular, karşı karşıya kaldığımız olayların/durumların bize birer mirasıdır. Bir olayla ilgili ortaya çıkan duygunun altında birden çok faktör vardır. Duygularımız olaylara bakış açımız, algılarımız, inançlarımız ve geçmiş yaşam deneyimlerimizle yakından ilişkilidir.

Hayatımızda birçok olumlu, olumsuz bazen de nötr dediğimiz duygusal yükü uçlarda olmayan olaylarla karşılaşırız. Bu olaylara karşı her bireyin tepkisi farklı olabilmektedir. Örneğin, dışarıda yağmurun yağması evde oturan bir kişi için nötr, olumlu veya olumsuz bir olay olabilir. Benzer şekilde dışarıda gezen bir kişi içinde yağmur yağması, nötr olumlu veya olumsuz bir olay olarak değerlendirilebilir. Bunu daha iyi anlamak için aşağıdaki görselden faydalanalım.

Dışarıda gezen bir kişi için yağmur yağmasını benzer şekilde örnek alalım;

Nötr : Yağmur yağmasına bir doğa olayı olarak değerlendirip, buna yoğun bir duygu yüklemeyen kişi, yağmur yağması halinde yağmurdan kaçmak için belki biraz daha hızlı yürüyecek, belki de yağmurdan kaçmadan normal yürüyüşüne devam edecektir.

Olumlu : Bahçesinin sulanmasını isteyen bir çiftçi, yağmurun yapmasına sevinecek ve yağmurdan faydalanmak için bahçe düzenlemesini buna göre yapabilecektir.

Olumsuz : Yakın dönemde soğuk algınlığı yaşayan bir kişinin, yağmur yağmasıyla tekrardan hasta olabileceği kaygı alevlenebilir ve birey için yağmur yağması olumsuz bir olay olarak algılanabilir.

Bu örnekler, çok kısa ve genel şekliyle yaşam koşulları değişikliğinin yer aldığı bir özettir. Yani yağmur yağması bir çiftçi için tabii ki sevindirici olabilir, iş görüşmesine gidecek olan kişi için tabii ki de olumsuz olabilir. Ancak, her çiftçi için yağmur yağması iyi midir veya iş başvurusunda ıslanmak her kişi için kötü müdür? Evde oturan kişilerin yer aldığı örnek burada daha açıklayıcıdır. Dışarıdan bakıldığında kişinin yaptığı bir şey yok gibidir. Yani dışarıda yağmur yağıyor. Üç kişi içinde olay budur. Ancak kimisi olumlu kimisi olumsuz etkilenmektedir.

Bu kısa örneklerden bile yola çıktığımızda, hayatımızda yaşadığımız olaylar, o olaylara verdiğimiz anlam ve içinde bulunduğumuz yaşam koşullarıyla ilişkilidir. Yaşam koşulları da aslında o olayları nasıl algıladığımızla yakından ilişkili bir durumdur. Örneğin, iş başvurusuna giderken ıslanan iki kişiden birisi, bu olayın çok kötü olduğunu düşünebilirken, diğeri bu işe başvurusunun kendisi için iyi olmayabileceğini ve belki de diğer alternatifleri değerlendirmenin daha iyi olabileceğini düşünebilir. Bir başka değişle, insanlar benzer olaylar yaşarlar, ancak farklı duygusal tepkiler verirler. Bu duygusal tepkiler kimimizde birkaç günlük mutsuzluk, karamsarlık gibi kısa duygudurum değişikliği yaparken kimimizde bir depresyon tetikleyicisi olabilir.

Sonuç olarak, olayların bizde oluşturmuş olduğu çarpık bilişlerin  (?) değerlendirilmesi ruhsal bozuklukların temelinde yatan ve tedavide temel olarak ele alınması gereken durumdur.

 

Dr. Bahadır Geniş